Sonuç pozitif 🙂 #koronavirüs

Sonuç pozitif 🙂 #koronavirüs

(10 Aralık 2021) Bir kaç yıl oldu bu virüs dünyayı esir altına alalı. İstanbul gibi büyük bir şehirde, o kadar hastanelere, düğün cenaze törenlerine, iş görüşmelerine, toplantılara, uçak, otobüs, taksi yolculuklarına, toplu yemeklere katılmama rağmen bir şekilde kendimden uzak tutmayı başarabilmiştim korona virüsünü. Ama gelin görün ki şimdi sayının azaldığı bu zamanlarda, neredeyse unutulmaya yüz tutmuşken, geldi beni buldu corona...

---

(9 Ocak 2022) Selamlar dostlarım, pozitif sonucunu alınca malum 14 gün boyunca evde karantinaya alıyoruz kendimizi. Ben de o süreçte bir şeyler yazmak istemiştim ama maalesef yazım yarıda kalmıştı. Sebebi ise tahmin edebileceğiniz üzere sürecin biraz zorlu geçmesiydi. Tabi o zamanlar test için gittiğimde bir kaç kişiyi görürdüm. Şu an sanırım yine uzun kuyruklar oluşuyor hastanelerde.

Korona virüsü çok can aldı, çok ailenin canını yaktı. Bunlardan biri olmama rağmen ben yine de bu hastalığın basit bir hastalık olduğunu düşünüyordum. Ne yalan söyleyeyim, daha çok psikolojik olarak insanları hasta ettiğini düşünüyordum. Ama öyle değilmiş!

İlk akciğer tomografisini gördüğümde çok şaşırmıştım, nefes almakta zorlanmak işin rengini değiştiriyor. Daha sonraki günlerde ateşlenme, eklem ağrıları, bel ağrısı, tansiyon yükselmesi, hele o baş ağrısı! Gerçekten daha önce yaşamadığım bir baş ağrısıydı. Tat, koku kaybı da ilginç bir durumdu. 10. günde kendiliğinden geri geldi.

Çok şükür!

Sonuç olarak atlattım, çok şükür. Kesinlikle dikkat etmeli, uymalı ve uyarmalısınız kurallar için. Benim en büyük hatam son zamanlarda dikkati elden bırakmamdı. Sonucunu da hala çekiyorum.

Bugün yine hastaneye gittim. Son iki gündür özellikle geceleri nefes almakta zorluk çekiyordum yine. Ne mutlu ki akciğerler temiz çıktı bu sefer. Doktor, covid geçirenlerde bu durumun yaşanması normal dedi ve bir kaç ilaç tedavisiyle bu durumun üstesinden gelinebileceğini belirtti. Anlayacağınız ilaç kullanmaya devam.

Karantina sürecinde neler yaptım?

İlaçları kullanmadım, tecrübem vardı çünkü ailemden dolayı. İlaçların daha çok zarar vereceğini biliyordum. Günde bir iki tane Parol (500 mg ağrı kesici) kullandım. Bunu çok abartanlar var ama, sanki mutlaka kullanmalıyız gibi her üç saatte bir, yok dört saatte bir kullanın diyenler çok çünkü. Tamam parasetamol ağrı kesici ve ateş dürücü özelliği var ama çok kullanımda mutlaka zarar verici olabilir nihayetinde kimyasal bir ürün.

Bunun dışında basit bir tansiyon düşürücü ilaç kullandım. Buda virüsün marifetiydi. Başka da ilaç kullanmadım. Sakatat normalde de sevmediğim yemediğim için, kelle paça, böbrek dalak çorbaları muhabbetine hiç girmedim bile 🙂. Bol su içip, meyve tüketmeye özen gösterdim. Tat, koku, iştah olmayınca yemek te yiyemedim fazla ama elimden geldiğince YouTube'da yemek kanallarını izleyip iştahımı açmaya çalıştım. Faydası da oldu açıkçası. En azından annem sağ olsun yaptığı yemeklerden bir kaç kaşık alabildim.

Bitti!

Bu yazı da tozlu, ağlarla kaplanmış Google sunucularının... diyeceğim ama 🙂 Google'un serin, temiz ve pahalı sunucularında, geleceğe aktarılmak ve benim için kötü bir anı olarak sizlerle paylaşılmıştır, sağlıcakla kalın.